Diyanet İşleri Başkanlığınca Cuma Hutbesinde Koronavirüs’e ilişkin olarak tedbirler ve tavsiyelerde bulunuldu. 81 il genelinde okunan Cuma hutbesi ise şöyle; “ Muhterem Müslümanlar! En hafifinden en ağırına kadar hastalık dünya imtihanlarından biridir. Tarih boyunca pek çok hastalık Allah’ın yardımı ve insanların gayretli araştırmaları ile tedavi edilmiştir. Bugün dünyanın dört bir köşesine yayılan Koronavirüs’ün de inşallah şifası bulunacaktır. Nitekim Resûl-i Ekrem’in buyurduğu gibi “Allah, indirdiği her hastalığın muhakkak şifasını da vermiştir.”[1] Bizlere düşen ise hastalığa yakalanmamak için tedbiri elden bırakmamaktır.
Aziz Müminler! Bu salgından korunmak için öncelikle beden, kıyafet, yiyecek ve çevre temizliğine dikkat edelim. Bulunduğumuz ortamı sık sık havalandıralım. Öksürdüğümüz ya da hapşırdığımız zaman tek kullanımlık mendillerle veya dirseğimizin iç kısmıyla ağzımızı kapatalım. Kalabalık ortamlardan uzak durmaya gayret edelim.
Özellikle lavabo, abdesthane, kapı kolu ve masa üstleri gibi el temasının yoğun olduğu alanları temiz tutalım. Ellerimizi her zamankinden daha fazla sabunla ve ovalayarak yıkayalım. Kirli ellerimizle ağzımıza, burnumuza ve gözümüze dokunmayalım. Camilerimizde ortak tespihleri kullanmak yerine parmaklarımızla ya da şahsi tespihimizle tesbihatımızı eda edelim. Şayet yurt dışı seyahatinden dönmüşsek, on dört gün boyunca evimizden dışarı çıkmamaya özen gösterelim. Umre ziyaretinden dönenlerin de bu hususa dikkat etmesini ve ziyaretçi kabul etmemesini sağlayalım.
Kıymetli Müslümanlar! Bizler samimi ve sıcakkanlı bir milletiz. Dost ve arkadaşlarımızla musafaha eder, tokalaşır ve kucaklaşırız. Elbette bu davranışlar çok güzel ve değerlidir. Ancak bulaşıcı hastalıkların yaygın olduğu bu dönemde böyle uygulamalara ara vermek sorumluluğun ve tedbirin gereğidir. Bilhassa camilerimizde yaygın olan namaz sonrası musafaha uygulamasına ara verelim. Tokalaşmadan belli bir mesafeden birbirimize gönül selamı vererek hal hatır soralım.
Belli bir yaşın üzerinde olanlar Koronavirüs’den daha fazla etkilenmekte ve risk grubunda yer almaktadır. Dolayısıyla bu günlerde yaşlılarımız evlerinde istirahat etmeli ve kalabalık ortamlardan uzak durmalıdır.
Değerli Müminler! Sağlık, Rabbimizin bize emanetidir. Mümine düşen, bu emanete sahip çıkmak, onu korumak için gayret göstermektir. Bu sayede Allah’ın yardımıyla huzura kavuşuruz. Dertlerimize deva, hastalıklarımıza şifa buluruz. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Hz. İbrahim (a.s) Rabbimizi şöyle anlatır: “O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir. O, beni yediren ve içirendir. Hastalandığımda bana şifa veren O’dur. Beni öldürecek ve sonra diriltecek olan da yine O’dur.”[2]
Öyleyse yaşadığımız salgın hastalık karşısında hem kendi sağlığımızı hem de çevremizdekileri korumak için tedbirli davranalım. Aksi halde kendi sağlığımız yanında başkalarının sağlığını da tehlikeye atacağımızı, bunun da kul hakkı olacağını unutmayalım. Elbette Rabbimizin bir takdiri vardır. Mümine düşen ise tedbir almaktır. Mümin her haliyle mutedil ve dengelidir. Meseleyi hafife almadan, abartıp paniğe kapılmadan, soğukkanlılıkla, aklımızı ve bilgimizi kullanarak bu salgınla mücadele etmek hepimizin vazifesidir” ifadelerine yer verildi.
Din İşleri Yüksek Kurulu Koronavirüs Nedeniyle
Cuma Namazı Hususunda Açıklama Yaptı
Yapılan açıklamada; “Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel bir salgın olarak ilan edilen, henüz tedavisi bulunamayan koronavirüs nedeniyle Cuma namazıyla ilgili aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur: Cuma namazı; Kitap, Sünnet ve icmâ ile sabit olup, cemaatle kılınan ve şartlarını taşıyan her mükellefin yerine getirmesi gereken farz bir namazdır. Bununla birlikte can ve mala yönelik tehlikeler ve hastalık gibi çeşitli mazeretlerin, Cuma namazına gitmemeyi mubah hale getirdiği bilinmektedir. Bu kapsamda hasta olup Cuma namazına gittiği takdirde hastalığının artmasından veya uzamasından endişe eden kimselerin Cuma namazı kılmakla yükümlü olmadığı kaynaklarımızda açıkça ifade edilmiştir. İslam’ın hayatın korunmasına yönelik aldığı önlem olarak bulaşıcı hastalık durumu da, aşağıda zikredilen şartlar çerçevesinde Cuma namazıyla ilgili bir mazeret olarak değerlendirilmiştir.
Bu çerçevede; Koronavirüs hastalığının görüldüğü ülkelerde yaşayan ve yüksek risk grubunda bulunan Müslümanlar mazeretli sayılacağından Cuma namazı yerine evlerinde öğle namazını kılabilirler. Koronavirüs hastalarının veya şüphe nedeniyle gözetim altında tutulanların, Cuma namazı veya başka bir gerekçeyle insanların toplu halde bulunduğu mekânlara gitmeleri caiz değildir.
Kamu sağlığını korumakla yetkili otoritelerce karar alınması halinde, hastalığın yayılmaması için karantina kapsamında tutulan bölgedeki kişilere Cuma namazı farz değildir. Bu kişilerin, söz konusu çağrıyı veya sınırlamayı ihlal ederek cemaate katılması caiz değildir. Bu kişiler, Cuma namazı yerine evlerinde öğle namazını kılmalıdırlar” ifadelerine yer verildi.