28 Mart Perşembe , 2024
Home Buradasınız/ GÜNCEL Buradasınız/ Bulut; Fabrikamız Çiftçimizin, İşçimizin ve Devletimizin Kontrol Edeceği Bir Özerk Yapıya Kavuşmasıdır

Bulut; Fabrikamız Çiftçimizin, İşçimizin ve Devletimizin Kontrol Edeceği Bir Özerk Yapıya Kavuşmasıdır

Erzincan’da bulunan STK Temsilcileri bir araya gelerek Erzincan Şeker fabrikasının özelleştirilmesi ve pancar tarımı hususunda basın açıklamasında bulundular. Yapılan basın açıklamasına 16 Sendika Temsilcisi katıldı. STK’lar adına konuşan Erzincan Şeker İş Sendikası Başkanı Bülent Bulut şu ifadelere yer verdi; “Bugünlerde gündemde olan ve ilimizde yakından ilgilendiren bu konuyu biz çalışanları ve üreticiler olarak bu özelleştirmeden kaynaklanacak sıkıntıları sizlerle paylaşarak, bu işten memleketimizi bekleyen sıkıntıları sizlere aktarmak ve kamuoyunun bilgilendirmek amacıyla sizlerin huzurundayız. Bizler şeker pancarını şöyle değerlendiriyoruz; çiftçiyi, köylüyü toprağa bağlayarak köyden kente göçü engelleyen ürünlerin başını çekmektedir. Tarımda ilimizde 3 bin aileye, sanayimizde de 500 aileye istihdam sağlayan bu kuruluşun. Yılda ilimizde 610 bin ton taşıma hacmi yaratarak nakliye sektörüne büyük Pazar oluşturmaktadır.1 dönüm pancar ekim alanın ürettiği oksijen,4 dönüm cam ormanına eşittir. Doğayla uyumlu tarım sanayide gelecek nesillerin garantisidir. Ayçiçeğine göre 5 kat, buğdaya göre ise 20 kat daha fazla istihdam sağlar. Yani kısacası ilimizde tarlada başlayan; köylümüzden, nakliyecisine yem sanayinden, alkol ve maya sanayisine hayvancılıktan, kozmetik sanayiye ve işçisine kadar her kesimi ilgilendiren iç içe geçmiş bir sektör olup hatta fabrikamızda yılda sadece 150’e yakın öğrencimiz staj yapmakta ve sanayi kültürünü almaktadır. Bunun yanında makine fabrikamız yani fabrika yapabilecek donanıma sahip bir fabrika. Döküm atölyemiz Erzincan’da tektir. Tezgâhlar atölyesi,  model hane ve montaj atölyesi ile her biri bir fabrika konumundadır. Arıtım tesisleri ile belediye arıtım tesisinden sonra ilimizdeki en büyük tesislerden biridir. Yani kısaca anlatmak gerekirse doğrudan veya dolaylı olarak yarattığı istihdam 15 bin ile 20 bin kişiyi ilgilendiren, yıl dada ilimiz ekonomisine 100 milyonun üzerinde girdi sağlamaktadır. Pancar tarımı hammadde alımı bakımından da en garantili üründür. Devlet garantisinde olduğundan dolayı Köylümüz ticaret yaparken bile esnafımız daha yakinen bilir; düğününü alış verişini pancar parasına veya verilecek olan avansa göre ayarlar. Gelelim özelleştirmeye; bizler bu ilin çocukları ve bu ilin sivil toplum kuruluşları  olarak  bu memlekette doğan burada büyüyen ve bu memleketi canı kadar seven  bireyler olarak diyoruz, ki Erzincan bu özelleştirmelerden çok şey kaybetti, başta Sümerbank  İplik Fabrikası sonra et kombinesi olan Ersan  ve Tercan ilçemizde bulunan Tercan Ayakkabı Fabrikamız, bu fabrikalarda yaklaşık 2000-2500 aile,ki bu rakam da şu anlama geliyor 20 bin kişi ekonomik kayıp ve gelir seviyesi itibarıyla da düşünürsek orta direk kaybolup gitti. Şeker fabrikası ile alakalı dünyanın gelişmiş ülkelerinde Fransa, Almanya ve ABD bile şahsa ait tek bir şeker fabrikası yoktur. Türk iyede Türk Şekere ait 25 fabrikası bululmaktadır bunların 15 tanesi, iç ana doluda 10 tanesi de Doğu ana doludadır. Erzincan şeker fabrikamız yılda 220 – 230 bin ton pancar işlemekte ve buna karşılıkta 30 bin ton civarında şeker üretmekte, 7. bin ton civarında melas, 70 bin ton civarında ise hayvan yemi olarak kullanılan yaş küspe üretilmektedir. Fabrikamızın günlük pancar işleme kapasitesi 2000 ton / gündür. Şehrimizde ekim alanlarını hesap ettiğimizde, ilimizde kotayı da serbest ettiklerini varsayarsak maksimum 350 – 400 bin ton civarında pancar ekilebilir. İç ana doludaki ekim alanları ve fabrikaların günlük pancar işleme kapasiteleri yüksektir yani 7 bin ile 15 bin civarındadır. Pancar tesellüm durumları ise 700 bin ile 2500 milyon ton civarında; şimdi durum böyle olunca, Türkiye’de en küçük ölçekli fabrikalardan biriyiz, bu durumda buralar özelleştiği an bizim gibi küçük ölçekli fabrikaların rekabet gücü olmadığından en kısa vadede kapısına kilit vurularak kapatılacaktır. Korkumuz ve endişemiz bundan dolayıdır. Onun için gerekli yasal düzenlemeler biran önce yapılmalıdır. Geçtiğimiz günlerde kapatılıp, tarım bakanlığına aktarılan Şeker Denetleme ve Düzenleme Kurulu aslında bu sanayiyi ayakta tutan bir kurum idi. Bakınız şu anda NBŞ nişasta bazlı  (glikoz –izoglikoz) kanserin ve obezitenin en büyük gerekçelerinden biridir. ABD’ye ait Bursa ilimizde bulunan bu şirketin yaptığı lobi çalışmalarıyla her yıl kota artırımı yapılmaktadır. Bu durum ise insanlarımızı çocuklarımızı zehirlemekte binlerce çiftçimizin üreteceği pancarda darbe vurmakta ve ayrıca milyonlarca lira milli kayıba sebebiyet vermektedir. Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanlığının basın bildirgesi düzenleyerek glikoz ve izoglikoz’un nişasta bazlı şekerlerin sağlık açısından meydana gelen tehlikelerini bir basın bildirgesi ile yayınlamıştır. Son söz olarak ülkemiz pancar çiftçimizin sanayimizin sektör paydaşlarının üzerinde büyük oyunlar oynamakta ve en çok etkilenen illerden biride ilimiz olan Erzincan olacaktır. Bizler devletimizi, milletimizi ve ülkemizi seviyoruz ve canımızı da seve seve feda etmeye hazırız ve diyoruz ki; fabrikamızın teknolojisi yenilensin, kapasitesi artırılsın ve istihdamının artırılmasını üretimin uzun yıllar garanti altına alınsın, ondan sonra özelleştirilsin. Aksi takdirde buranın yaşama şansı yoktur. Ayrıca şu konuyu da komu oyunun bilmesinde fayda var birileri diyor ki Erzincan şeker fabrikasının Torku gibi olamaz mı bakınız Torku denilen kurum Konya şeker fabrikasıdır Konya şeker 1990 yıllarında ortasında özelleştirilip cifçiye devredilmiştir. Konya şeker özelleştirildiği dönemde Türk iyenin en çok kar eden ve büyük fabrikası idi günde işlediği pancar Konya ve Torku olmak üzere iki fabrikadır 25 bin ton’dur  bizim ise 2 bin tondur onların 400 bin ton şeker kotası vardır  bizim ise 30 bin tondur. Bizim bölgemizde 350 bin ton pancar yetişmekte Konyanın sadece Konya şekere ait bölgesinde 3milyon 500 bin ton pancar yetişmektedir. onun için biz böyle bir fabrikada yapsak bu pancarı ekecek böyle bir saha yoktur. Ülkemizde şeker fabrikaları kurulurken, bir uçağın iki kanadı gibi düşünün kar amaçlı ve sosyal amaçlı yapılmıştır. İç ana doludaki fabrikalar kar amaçlı doğudaki fabrikalar ise sosyal amaçlıdır. Bu iki kanadı birbirinden koparıpta ayrı ayrı olursa fiyat birlikteliği olmayacağı gibi Erzincan’ın rekabet şansıda yoktur. Bizim ilimizdeki gibi fabrikalar birkaç yıl bile geçmeden kapanır. Eğer yöre insanı diyor saki misyonunu tamamlamıştır, Kars’ta, Ağrı’da, Erzincan’da, Erçiş’te, Muş’ta bunlara ihtiyaç yoktur buyurun satın. Ama şu nokta yâda dikkat ediniz. Bu illerde şeker fabrikası ölçekli başka bir sanayi tesisi yok ve terörden bahsedilmeyecek kadarda azdır. “Bugünlerde gündemde olan ve ilimizde yakından ilgilendiren bu konuyu biz çalışanları ve üreticiler olarak bu özelleştirmeden kaynaklanacak sıkıntıları sizlerle paylaşarak, bu işten memleketimizi bekleyen sıkıntıları sizlere aktarmak ve kamuoyunun bilgilendirmek amacıyla sizlerin huzurundayız. Bizler şeker pancarını şöyle değerlendiriyoruz; çiftçiyi, köylüyü toprağa bağlayarak köyden kente göçü engelleyen ürünlerin başını çekmektedir. Tarımda ilimizde 3 bin aileye, sanayimizde de 500 aileye istihdam sağlayan bu kuruluşun. Yılda ilimizde 610 bin ton taşıma hacmi yaratarak nakliye sektörüne büyük Pazar oluşturmaktadır.1 dönüm pancar ekim alanın ürettiği oksijen,4 dönüm cam ormanına eşittir. Doğayla uyumlu tarım sanayide gelecek nesillerin garantisidir. Ayçiçeğine göre 5 kat, buğdaya göre ise 20 kat daha fazla istihdam sağlar. Yani kısacası ilimizde tarlada başlayan; köylümüzden, nakliyecisine yem sanayi
nden, alkol ve maya sanayisine hayvancılıktan, kozmetik sanayiye ve işçisine kadar her kesimi ilgilendiren iç içe geçmiş bir sektör olup hatta fabrikamızda yılda sadece 150’e yakın öğrencimiz staj yapmakta ve sanayi kültürünü almaktadır. Bunun yanında makine fabrikamız yani fabrika yapabilecek donanıma sahip bir fabrika. Döküm atölyemiz Erzincan’da tektir. Tezgâhlar atölyesi,  model hane ve montaj atölyesi ile her biri bir fabrika konumundadır. Arıtım tesisleri ile belediye arıtım tesisinden sonra ilimizdeki en büyük tesislerden biridir. Yani kısaca anlatmak gerekirse doğrudan veya dolaylı olarak yarattığı istihdam 15 bin ile 20 bin kişiyi ilgilendiren, yıl dada ilimiz ekonomisine 100 milyonun üzerinde girdi sağlamaktadır. Pancar tarımı hammadde alımı bakımından da en garantili üründür. Devlet garantisinde olduğundan dolayı Köylümüz ticaret yaparken bile esnafımız daha yakinen bilir; düğününü alış verişini pancar parasına veya verilecek olan avansa göre ayarlar. Gelelim özelleştirmeye; bizler bu ilin çocukları ve bu ilin sivil toplum kuruluşları  olarak  bu memlekette doğan burada büyüyen ve bu memleketi canı kadar seven  bireyler olarak diyoruz, ki Erzincan bu özelleştirmelerden çok şey kaybetti, başta Sümerbank  İplik Fabrikası sonra et kombinesi olan Ersan  ve Tercan ilçemizde bulunan Tercan Ayakkabı Fabrikamız, bu fabrikalarda yaklaşık 2000-2500 aile,ki bu rakam da şu anlama geliyor 20 bin kişi ekonomik kayıp ve gelir seviyesi itibarıyla da düşünürsek orta direk kaybolup gitti. Şeker fabrikası ile alakalı dünyanın gelişmiş ülkelerinde Fransa, Almanya ve ABD bile şahsa ait tek bir şeker fabrikası yoktur. Türk iyede Türk Şekere ait 25 fabrikası bululmaktadır bunların 15 tanesi, iç ana doluda 10 tanesi de Doğu ana doludadır. Erzincan şeker fabrikamız yılda 220 – 230 bin ton pancar işlemekte ve buna karşılıkta 30 bin ton civarında şeker üretmekte, 7. bin ton civarında melas, 70 bin ton civarında ise hayvan yemi olarak kullanılan yaş küspe üretilmektedir. Fabrikamızın günlük pancar işleme kapasitesi 2000 ton / gündür. Şehrimizde ekim alanlarını hesap ettiğimizde, ilimizde kotayı da serbest ettiklerini varsayarsak maksimum 350 – 400 bin ton civarında pancar ekilebilir. İç ana doludaki ekim alanları ve fabrikaların günlük pancar işleme kapasiteleri yüksektir yani 7 bin ile 15 bin civarındadır. Pancar tesellüm durumları ise 700 bin ile 2500 milyon ton civarında; şimdi durum böyle olunca, Türkiye’de en küçük ölçekli fabrikalardan biriyiz, bu durumda buralar özelleştiği an bizim gibi küçük ölçekli fabrikaların rekabet gücü olmadığından en kısa vadede kapısına kilit vurularak kapatılacaktır. Korkumuz ve endişemiz bundan dolayıdır. Onun için gerekli yasal düzenlemeler biran önce yapılmalıdır. Geçtiğimiz günlerde kapatılıp, tarım bakanlığına aktarılan Şeker Denetleme ve Düzenleme Kurulu aslında bu sanayiyi ayakta tutan bir kurum idi. Bakınız şu anda NBŞ nişasta bazlı  (glikoz –izoglikoz) kanserin ve obezitenin en büyük gerekçelerinden biridir. ABD’ye ait Bursa ilimizde bulunan bu şirketin yaptığı lobi çalışmalarıyla her yıl kota artırımı yapılmaktadır. Bu durum ise insanlarımızı çocuklarımızı zehirlemekte binlerce çiftçimizin üreteceği pancarda darbe vurmakta ve ayrıca milyonlarca lira milli kayıba sebebiyet vermektedir. Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanlığının basın bildirgesi düzenleyerek glikoz ve izoglikoz’un nişasta bazlı şekerlerin sağlık açısından meydana gelen tehlikelerini bir basın bildirgesi ile yayınlamıştır. Son söz olarak ülkemiz pancar çiftçimizin sanayimizin sektör paydaşlarının üzerinde büyük oyunlar oynamakta ve en çok etkilenen illerden biride ilimiz olan Erzincan olacaktır. Bizler devletimizi, milletimizi ve ülkemizi seviyoruz ve canımızı da seve seve feda etmeye hazırız ve diyoruz ki; fabrikamızın teknolojisi yenilensin, kapasitesi artırılsın ve istihdamının artırılmasını üretimin uzun yıllar garanti altına alınsın, ondan sonra özelleştirilsin. Aksi takdirde buranın yaşama şansı yoktur. Ayrıca şu konuyu da komu oyunun bilmesinde fayda var birileri diyor ki Erzincan şeker fabrikasının Torku gibi olamaz mı bakınız Torku denilen kurum Konya şeker fabrikasıdır Konya şeker 1990 yıllarında ortasında özelleştirilip cifçiye devredilmiştir. Konya şeker özelleştirildiği dönemde Türk iyenin en çok kar eden ve büyük fabrikası idi günde işlediği pancar Konya ve Torku olmak üzere iki fabrikadır 25 bin ton’dur  bizim ise 2 bin tondur onların 400 bin ton şeker kotası vardır  bizim ise 30 bin tondur. Bizim bölgemizde 350 bin ton pancar yetişmekte Konyanın sadece Konya şekere ait bölgesinde 3milyon 500 bin ton pancar yetişmektedir. onun için biz böyle bir fabrikada yapsak bu pancarı ekecek böyle bir saha yoktur. Ülkemizde şeker fabrikaları kurulurken, bir uçağın iki kanadı gibi düşünün kar amaçlı ve sosyal amaçlı yapılmıştır. İç ana doludaki fabrikalar kar amaçlı doğudaki fabrikalar ise sosyal amaçlıdır. Bu iki kanadı birbirinden koparıpta ayrı ayrı olursa fiyat birlikteliği olmayacağı gibi Erzincan’ın rekabet şansıda yoktur. Bizim ilimizdeki gibi fabrikalar birkaç yıl bile geçmeden kapanır. Eğer yöre insanı diyor saki misyonunu tamamlamıştır, Kars’ta, Ağrı’da, Erzincan’da, Erçiş’te, Muş’ta bunlara ihtiyaç yoktur buyurun satın. Ama şu nokta yâda dikkat ediniz. Bu illerde şeker fabrikası ölçekli başka bir sanayi tesisi yok ve terörden bahsedilmeyecek kadarda azdır.  Ayrıca Devletimiz bir parkı bir hamamı bile özelleştirip şahsa verirken 50 yıllığına yap işlet devret önerisi sunarken şeker fabrikası gibi hem savaşta hem barışta stratejik bir konuma sahip olan kuruluşa neden 5 yıl çalıştırma zorunluluğu getirilmiştir. Onun için mutlaka bu özelleştirmenin tekrar gözden geçirilmesidir.  Önerimiz; Çiftçimizin, işçimizin ve devletimizin kontrol edeceği bir özerk yapıya kavuşturulmasıdır. Yoksa buralar şahsa verilerek Türkiye şeker sektöründe çekilerek ülkemizi Pazar haline getirecektir. Bizler Sayın Cumhurbaşkanımızın ve onun değerli ekibinin bu tip bir özelleştirmeye izin vermeyeceği temennimizdir.  Çünkü sinesinden çıkıp geldiği görüş çizgisi düşüncesinin önderliğinde boy gösterip bu günlere gelmiştir bu güzide kuruluş diyoruz” dedi.

Diğer Haberler

Prof. Dr. Erdem Yavuz TYB’ de Erzincan’ın Kurtuluşunu Anlattı

Prof. Dr. Erdem Yavuz Yazarlar Birliğinde Erzincan’ın kurtuluşunu anlattı Erzincan Ermeni olaylarının yoğunlaştığı bir yerdi …

Tercan Halk Eğitim Merkezînden Kurs Atağı

Tercan Halk Eğitim Merkezî Müdürlüğü istihdama yönelik olarak mesleki kurslar açmaya devam ediyor. Tercan Halk …